Oğullan île birlikte Muhiddin Mesut'u öldürdü. Beş gün sonrada kendisi öldü. Daha sonra sırasıyla III.Kılıçarslan ve Gıyaseddin Keyhüsrev'in idaresine girdi. Keyhüsrev öldükten sonra Alaaddin Keykubat 1210 yılında Ankara'ya geldi ve kardeşi Izzeddin Keykavuş'un ölümü üzerine 1219 yılında sultan oldu.
13. yüzyıldan itibaren Moğolların ve ilhanlıların saldırılan sonucu tüm Selçuklu kentlerinde olduğu gibi Ankara da çok zarar gördü.
1243'de Selçuklular Kösedağ Savaşı'nda Moğollara yenildi. II.Gıyaseddin Keyhüsrev Ankara Kalesi'ne sığınmak zorunda kaldı. Anadolu'da Selçukluların güç kaybı devam etti. Selçuklular, ilhanlılar, İlhanlı valilerinden Eratnaoğulları ve Ahiler arasında kentte devamlı yönetim değişiklikleri oldu. 1304'de Ankara Moğolların İdaresine girdi ve Ahi Beyleri Moğolların denetiminde idareyi ele aldılar.
Orta Asya'nın büyük kentlerindeki esnaf ve zanaatkarlar Moğollardan kaçarak Anadolu'ya, özellikle de Ankara'ya gelmişlerdir.
Ahiler döneminde ticaret gelişti. Sofçuluk ve dericilik kente özgü olarak önem kazandı. Esnaf teşkilatı olan Ahilik bu dönemde kurumlaşmıştır. 1308-1341 yıllan arasıda ilhanlılar yönetimi ele almış ve tayin ettikleri valilerle yönetmişlerdir. Sivas Valisi Alaeddin Eratna I342'de Eratnalılar Devletini kurmuş ve Ankara bir dönem de onun belirlediği valilerle idare edilmiştir. 1354 yılında Orhan Gazi zamanında Süleyman Paşa tarafından Ankara Ahilerden savaşsız bir şekilde alınarak Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştır. 1402 yılında Anadolu'yu istila eden Timurlenk, Yıldırım Sultan Beyazıd'ı Çubuk Ovası'ndaki Ankara Savaşı'nda yendi. Daha sonra Beyazıd'ın ölümü ve Tİmurlenk'in çekilmesi üzerine bir süre karışıklıklar yaşandı. Bu duruma 141 [ yıhnda Çelebi Mehmet Ankara'yı alarak son verdi. Bundan sonra Ankara Osmanlılar için hem askeri açıdan hem de sofçuluk, kunduracılık. debbağlık ve bağcılık gibi ticari açıdan Önemli oldu. 16.yüzyılda Kanuni devrinde eyalet sistemi kurulurken bir süre Anadolu eyaletinin merkezi oldu. Daha sonra eyalet merkezi Kütahya'ya nakledilince
1413'de sancak merkezi haline geldi. Bu arada şehrin nüfusu ve mahalle sayısı arttı. 1555 yılında Demschwam kent krokisini çizdi. 1558 yılında Şehzade Beyazıt isyanı ve 17.yüzyılın başında çıkan Celali isyanları kente büyük zarar verdi. 1623' de Abaza Mehmet Paşa, 1651' de Abaza Hasan Paşa ve 1652' de İbiş Paşa'nın saldırısına uğrayan kentimiz huzuru Köprülüler devrinde buldu. Daha sonraları da 1832-1833 yıllan arasında Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın ordulan kente egemen oldular. 1836' da II. Mahmut döneminde tekrar eyalet merkezi oldu. 1848-1850 ve 1855-1859 yıllan arasında Bozok eyalet olunca Ankara Sancağı buraya bağlanmış, nihayet 1860'dan sonra yeniden eyalet merkezi olmuştur. 19.yüzyılın ortalarından İtibaren Güney Afrika ve Kaliforniya'da tiftik keçisi yetiştirilmesi ve dokumacılıkta makineleşmenin başlaması sof ticaretine darbe vurmuştur.
1815 yılında büyük bir veba salgım ve 1847 yılında ise büyük bir kıtlık baş göstermiştir. 1839'da ilk defa Prusyalı subay Freih Von Wincke kentin detaylı bir planını hazırlamış ve 1869'da ilk matbaa açılmıştır. 1892'de demiryolları kente ulaşmış ve 1917 yılında çıkan büyük yangın bir çok mahallenin yanmasına neden olmuştur. Kentte arka arkaya oluşan bu olumsuzluklar 27 Aralık 1919 yılında Mustafa Kemal'in Ankara'ya gelmesiyle noktalanmıştır. Kurtuluş Savaşı sürecinde 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi açıldı. 13 Ekim 1923' de Ankara başkent ilan edildi ve 29 Ekim 1923'de de Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara bozkırın ortasında çorak, balcımsız, sıtmalı bir kasaba görünüşlü kentti. Yaklaşık nüfusu 30. 000 dolaylanndaydı. Ankara aradan geçen 80 yıl sonrasında hızla gelişerek modem ve çağdaş bir kent olmuştur.
Ahiler döneminde ticaret gelişti. Sofçuluk ve dericilik kente özgü olarak önem kazandı. Esnaf teşkilatı olan Ahilik bu dönemde kurumlaşmıştır. 1308-1341 yıllan arasıda ilhanlılar yönetimi ele almış ve tayin ettikleri valilerle yönetmişlerdir. Sivas Valisi Alaeddin Eratna I342'de Eratnalılar Devletini kurmuş ve Ankara bir dönem de onun belirlediği valilerle idare edilmiştir. 1354 yılında Orhan Gazi zamanında Süleyman Paşa tarafından Ankara Ahilerden savaşsız bir şekilde alınarak Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştır. 1402 yılında Anadolu'yu istila eden Timurlenk, Yıldırım Sultan Beyazıd'ı Çubuk Ovası'ndaki Ankara Savaşı'nda yendi. Daha sonra Beyazıd'ın ölümü ve Tİmurlenk'in çekilmesi üzerine bir süre karışıklıklar yaşandı. Bu duruma 141 [ yıhnda Çelebi Mehmet Ankara'yı alarak son verdi. Bundan sonra Ankara Osmanlılar için hem askeri açıdan hem de sofçuluk, kunduracılık. debbağlık ve bağcılık gibi ticari açıdan Önemli oldu. 16.yüzyılda Kanuni devrinde eyalet sistemi kurulurken bir süre Anadolu eyaletinin merkezi oldu. Daha sonra eyalet merkezi Kütahya'ya nakledilince
1413'de sancak merkezi haline geldi. Bu arada şehrin nüfusu ve mahalle sayısı arttı. 1555 yılında Demschwam kent krokisini çizdi. 1558 yılında Şehzade Beyazıt isyanı ve 17.yüzyılın başında çıkan Celali isyanları kente büyük zarar verdi. 1623' de Abaza Mehmet Paşa, 1651' de Abaza Hasan Paşa ve 1652' de İbiş Paşa'nın saldırısına uğrayan kentimiz huzuru Köprülüler devrinde buldu. Daha sonraları da 1832-1833 yıllan arasında Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın ordulan kente egemen oldular. 1836' da II. Mahmut döneminde tekrar eyalet merkezi oldu. 1848-1850 ve 1855-1859 yıllan arasında Bozok eyalet olunca Ankara Sancağı buraya bağlanmış, nihayet 1860'dan sonra yeniden eyalet merkezi olmuştur. 19.yüzyılın ortalarından İtibaren Güney Afrika ve Kaliforniya'da tiftik keçisi yetiştirilmesi ve dokumacılıkta makineleşmenin başlaması sof ticaretine darbe vurmuştur.
1815 yılında büyük bir veba salgım ve 1847 yılında ise büyük bir kıtlık baş göstermiştir. 1839'da ilk defa Prusyalı subay Freih Von Wincke kentin detaylı bir planını hazırlamış ve 1869'da ilk matbaa açılmıştır. 1892'de demiryolları kente ulaşmış ve 1917 yılında çıkan büyük yangın bir çok mahallenin yanmasına neden olmuştur. Kentte arka arkaya oluşan bu olumsuzluklar 27 Aralık 1919 yılında Mustafa Kemal'in Ankara'ya gelmesiyle noktalanmıştır. Kurtuluş Savaşı sürecinde 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi açıldı. 13 Ekim 1923' de Ankara başkent ilan edildi ve 29 Ekim 1923'de de Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara bozkırın ortasında çorak, balcımsız, sıtmalı bir kasaba görünüşlü kentti. Yaklaşık nüfusu 30. 000 dolaylanndaydı. Ankara aradan geçen 80 yıl sonrasında hızla gelişerek modem ve çağdaş bir kent olmuştur.
Ulus Cumhuriyet Anıtı
Güvenlik Anıtı
Duatepe Anıtı
Ulus meydanında yer alır. Anıt Kurtuluş Savaşı kahramanlarına Türk ulusunun bir armağanı olarak 1927 yılında dikilmiştir. Gövdenin üst kısmında “Ordular, ilk Hedefiniz Akdenizdir, ileri! Dumlupınar 1922 “ yazılıdır. Kızılay’da Güven Park içinde yer alan anıt 1935 yılında Ankara taşından yapılmıştır. Anıtın Kızılay’a bakan yönünde, güveni temsil eden bir sopayı eline alan kuvvetli genç erkek heykelleri yer almıştır. Bu heykellerin altında Atatürk’ün “ Türk, Öğün, Çalış, Güven” sözleri tunç harflerle yazılmıştır. Anıtın Bakanlıklar semtine bakan yönünde ise; Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda ve inkılâp hareketlerinde beraber bulunduğu arkadaşları betimlenmiştir. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Eylül 1921 tarihinde başlayan Türk genel karşı taarruzunda, düşmandan geri alınan ilk tepedir. Polatlı’daki Duatepe düşmanın
Ege Denizi’ne dökülünceye kadar kovalandığı, sonu aydınlık bir sürecin başlangıç noktasıdır. Anıt, Devlet Sanatçısı heykeltıraş Metin Yurdanur tarafından yapılmıştır. Zafer Anıtı Hitit Anıtı Kızılay’da Atatürk Bulvarı üzerinde,Atatürk’ün ayakta ve kılıcına dayanmış halde üniformalı, tunçtan yapılmış bir heykelidir. İtalyan heykeltıraş Pietro Cannonica tarafından 1927 yılında yapılmıştır. Sıhhıye Meydanında yer alan ve 1974 yılında yapılan bu anıt, Alacahöyük kazılarında ortaya çıkarılan ve bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde korunan 24 cm yüksekliğindeki dini ayin nesnesinin aynısıdır.
Ege Denizi’ne dökülünceye kadar kovalandığı, sonu aydınlık bir sürecin başlangıç noktasıdır. Anıt, Devlet Sanatçısı heykeltıraş Metin Yurdanur tarafından yapılmıştır. Zafer Anıtı Hitit Anıtı Kızılay’da Atatürk Bulvarı üzerinde,Atatürk’ün ayakta ve kılıcına dayanmış halde üniformalı, tunçtan yapılmış bir heykelidir. İtalyan heykeltıraş Pietro Cannonica tarafından 1927 yılında yapılmıştır. Sıhhıye Meydanında yer alan ve 1974 yılında yapılan bu anıt, Alacahöyük kazılarında ortaya çıkarılan ve bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde korunan 24 cm yüksekliğindeki dini ayin nesnesinin aynısıdır.